sor logo k

Demirel, Said-i Kürdi Ve Fetullah

Kurtuluş Savaşında İngilizlerin desteği ile kurduru*lan ve her fırsatta bizi sırtımızdan vuran Kürt Teali Derne*ği ile bir çok zararlı derneğin kurucuları arasında yer alan Said-i Kürdi, namı diğer Said-i Nursi' ye övgüler düzme kervanında yer alanlardan biri de Süleyman Demirel'di. Yeni Asya Yayınlarında çıkan, "Kalkınmanın Manevi Yönü ile İslam Demokrasi Laiklik" adlı kitaplarında, adeta Erbakan'a rahmet okutuyordu:

"Merhum Bediüzzaman Said-i Nursi Üzerinde çok tartışma yapılmış bir zattır. Bir çok kimse, kendisi hakkın*da peşin hükümlere sahip olmuşlardır. Bediüzzaman Said-i Nursi, Kur 'an-ı ve Resulullahı kendisine rehber yapmış ve inançlarından hiç bir taviz vermemiş bir şahsiyettir. Üstüne husumet çekmiştir. Fakat bu husumetten hiçbir zaman yılmamıştır. Eserleri ve kendisini takip eden

Nur Talebeleri, yüzlerce defa mahkeme*ye çıkarılmıştır. Türk Ceza Kanunları na göre bunların hiçbirisinde suç bulunmamıştır. Buna rağmen merhum takibe maruz kalmıştır. Kendi öz vatanında, bir ilden bir ile sürgüne gönderilmiştir. Kimsenin önünde eğilmemiştir. Devirlerle hoş geçinmek gibi bir yola da sapmamıştır..." "...merhumun külliyatı benim kütüphanemde vardır. Bunların pek çoğunu okudum. Bu risaleler, hakikatlerle ve öğütlerle doludur... ...Bediüzzaman Hazretlerinin Divan-ı Harbi Örfi kiabında çok güzel bir sözü var. Orada der ki; 'Padişah peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse, Halifedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa peygambere tabi olmayıp, zulüm edenler, padişahta olsalar haydutturlar Devlet hadisesini bunun kadar güzel izah eden çok az şey vardır... Son olarak sanıyorum, asrı saadetin cumhur karakterini yine en güzel şekilde Bediüzzaman Hazretleri ifade etmiş: 'Hülafa-i Raşidin (dört Halife) herbiri hem halife, hem Reis-i cumhur idi. Sıddık-ı Ekber (ra) hayatta iken cennetle müjdelenen on sahabeye ve Sahabe-i Kiram a el*bette Reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat manası isim ve resim değil, belki hakikati, adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan manayı dindar cumhuriyetin reisleri idiler." "...Said-i Nursi büyük alimdir. Büyük bir kuryan müfessiridir. Büyük bir alim değildir diyenin alnını ka*rışlarım..." Demirel'in '''İslam, Demokrasi, Laiklik" adlı kitapta; "Babanızın veya yakınlarınızın Bediüzzaman'la ve eserleriyle hiç alakası olmuş mudur?" Şeklindeki soruya verdiği cevap: "Babamın ve yakınlarımın, tabi, merhum Bediüzza*man la alakaları vardır. Babam, Bediüzzaman la Bar*la! da bir çok kere görüşmüştür. Biliyorsunuz, hem kayınpederim, hem pederim, hem anam hac farizasını yapmış mütedeyyin insanlardı. 930' lu yıllarda ki, bu yıllar çok kötü yıllardı. Iktisaden perişan yıllardı. Laikliğin hemen hemen dinsizlik şeklinde anlaşılıp tatbik edildiği yıllardı. Merhum Bediüzzaman Said Nursi Barla1 da ikamet ediyordu... Merhum Bediüzzaman Barla'ya intikal edince, nü*fuzu çok kısa zamanda etrafa yayılmıştı. Çok kimse kendi*sini ziyaret ediyordu. Dersinde ve sohbetinde bulunuyor*du. Bu yıllarda, babam da merhum Bediüzzaman'ı Bar*la'da ziyaret edip kendisini dinlemişti. Merhumun nasihatları herkesi tesir altında bırak*mıştır. Zaten, merhumun yaptığı iş, kişiyi İslamın aydınlı*ğına çağırmaktı. İslamın aydınlığına k,işi eğer bilgili bir şekilde çağırılırsa, onun tesiri altında kalmamak mümkün değildi. Tabii, merhum Bediüzzaman'ın lisanı fevkalade kudretlidir. Üslubu çok tesirlidir. Merhum kayınpederimin arabasına da binmişti. Bu*na karşılık olarak, bir kese metelik vermişti. Bu kese hala durur." İki keman, bir trampet görünce "İşte çağdaş Türki*ye bu" diyen DemireF in aynı kitaplarda bir çok ilginç fikirleri(!)de yer alıyordu: "Meclisin açılışında milletvekillerinin okuduğu yemin metninde yer alan 'Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma' ibaresi. Demokratik prensipler açısından nasıl değerlendirilebilir?" şeklindeki soruya verdiği cevap. "0 yemin metninin hangi şartlar içinde meydana getirildiği, kimsenin meçhulü değildir. Bunlar hep müdahale sonrasındaki askeri idarelerin yaptığı şeylerdir. Onların ufuneti geçip de, zihinler rahat olup tartışma ortamı açılıncaya kadar bir emrivaki şeklinde bunlar gider." "izinlerden hiç hoşlanmam. Hiç de anlamadığım bir şeydir. Izmli olan hiçbir şeyin arkasından gitmem..." Sözleriyle yüksek düşüncelerini beyan eden Demirel, "Atatürkçülük nedir? Kemalizm nedir?" soruları karşısında da: "Herhalde biri diğerine eşdeğer olarak kullanılmıştır. Maamafih, Kemalizm kelimesi çok tutmuş da değil. Bir ara kullanılmıştır. 'Kemalist Türkiye' falan diyenler olmuştur. Ama artık tamamen terk edilmiş vaziyettedir." Şeklinde konuşuyordu. İzm'lerden sadece Demirel mi hoşlanmaz. Fetullah'ta, 'izmTeri " Sonsuz Nur" adlı kitabında yerden yere vurur: "Şimdiye kadar sürekli okumuş kesimi istismar edenler, üniversiteleri, fakülteleri, ve diğer okulları bir kısım 'İzm ler hesabına kullananlar ve milli müesseseleri küfür hesabına işletmeye çalışanlar tıpkı aysberglerin çözülmesi gibi artık birer birer çözülüyor ve süratle O' na doğru kayıyorlar." Demirel, nurcuların yüzlerce defa yargılandıklarını, hiç ceza almadıklarını söylerken, Fetullah'ta hiç ceza almaçlığından bahsediyordu. Oysa; Demirel'in dediğinin aksine nurcular hemen hemen yargılandıkları tüm davalarda cezalar alıyorlardı. Nurculuğun ve Said-i Nursi'nin ülkemiz ve insanlarımız için ne büyük tehlike olduğu bu kararlarda da defalarca vurgulanıyordu.

Öğeyi Oyla
(0 oy)
Yorum eklemek için giriş yapın

Bu kategoriden diğerleri:

Parite
Wed, May 18, 2016, 5:12PM UTC
NamePriceChange% Change
EUR/USD 1.1279 -0.0033 -0.2939%
USD/JPY 109.6700 +0.5250 +0.4810%
GBP/USD 1.4612 +0.0151 +1.0442%

Hava durumu istanbul

ISTANBUL

Go to top